Câhiller, yâ Abdülkâdir Geylânî, yâ Şemseddîn pânipütî, yâ Tezveren dede, Allah için bana şunu ver diyorlar. Böyle söylemek şirkdir, küfrdür. Yâ Rabbî! Abdülkâdir-i Geylânî hürmeti için bana şunu ver! Seyyidet Nefîse[1] hürmetine hastama şifâ ver demelidir. Allahü teâlâya böyle düâ etmek câizdir ve fâidelidir. A’râf sûresinin yüzdoksanüçüncü âyetinde meâlen,(Allahdan başka her kime düâ ederseniz, onlar da sizin gibi kuldur. Kimseye yardım edecek güçleri yokdur) buyuruldu.
Süâl: Bu âyet-i kerîme kâfirlerin putlarına tapınmalarının şirk olduğunu bildirmek için gelmişdir. Evliyâyı “rahmetullahi aleyhim ecma’în” putlara benzetmek doğru mudur?
Cevâb: Âyet-i kerîmede, Allahdan başka buyuruldu. Bu, Allahdan başka herşey demekdir. Evet, hadîs-i şerîfde, (Peygamberi zikr etmek ibâdetdir. Sâlihleri zikr etmek günâhlara keffâretdir. Ölümü zikr etmek sadaka vermek gibidir. Kabri zikr etmek, sizi Cennete yaklaşdırır) buyuruldu. Bu hadîs-i şerîf Ebû Nasr Deylemînin “rahmetullahi aleyh”(Müsned-ül-firdevs) kitâbında yazılıdır. (Alîyi zikr etmek ibâdetdir) hadîs-i şerîfini de Deylemî bildirmekdedir. Bu hadîs-i şerîflerdeki zikr etmek, onların yüksek mertebelerini, hâllerini, güzel huylarını hâtırlamak, söylemek demekdir. Böylece bunları sevmek, Allah sevgisindendir. Bunları işitenler, bunlar gibi olmağa çalışırlar. Yalnız ezânda ve ikâmetde, Allahü teâlânın ismi yanında Muhammed aleyhisselâmın ismini de zikr etmek ibâdetdir. İnşirâh sûresi dördüncü âyetinde meâlen, (Senin için, senin zikrini yükseltdik) buyuruldu. Bu yükseltmek, yalnız Muhammed aleyhisselâm içindir. Bir kimse, (Lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlullah) dedikden sonra, Alî veliyyullah dese, bu kimse ta’zîr olunur. Ya’nî cezâlandırılır. Muhammed aleyhisselâmın ismini zikr etmek de, yalnız dînimizin bildirdiği yerde câiz olur. Meselâ, yâ Muhammed, yâ Muhammed diyerek tesbîh çekmek câiz değildir.
İsmet, Peygamberlere “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” mahsûsdur. İsmet, bilerek ve bilmiyerek, büyük ve küçük hiçbir günâh işlememek demekdir. Evliyâda ismet vardır demek küfr olur.
Eshâb-ı kirâmın hepsi “radıyallahü anhüm” Evliyânın hepsinden dahâ yüksekdirler.
—
[1] Seyyidet Nefîse hazret-i Hasenin torunu Hasenin kızı 208 [m. 823] de Mısrda vefât etdi.