Nemâz kılarken, Allahü teâlânın büyüklüğünü, Onun emrini yapmağı düşünmek lâzımdır. Ancak, böyle kılınan nemâz, kalbi temizler. İnsanı kötülük yapmakdan korur. Allahü teâlâ, insanın kalbine bakar. Görünüşüne, hareketlerine bakmaz. Ya’nî temiz niyyet ile, Allah korkusu ile yapılan iyilikleri kabûl eder. Nemâz kılarken, önce niyyeti düzeltmek, sonra farzlarına, şartlarına uygun ve avret mahalli örtülü kılmak lâzımdır. Bedeni, rûhu ile birlikde olarak nemâz kılmalıdır. Nemâz kılarken, Allahü teâlânın, kendisini gördüğünü, okuduklarını işitdiğini, düşündüklerini bildiğini unutmamalıdır. Böyle kuldan, kimseye zarar gelmez. Herkese iyilik yapar. Vatanına, milletine fâideli olur.
Nemâz, lugatda, iyilik istemek, birinin iyiliği için düâ etmek demekdir. İslâmiyyetde nemâz, emr edilen hareketleri yaparak, emr edilen şeyleri okumakdır. Nemâza (İftitâh tekbîri) ile başlanır. Selâm vermekle biter.
Hanefî mezhebinde, dört dürlü nemâz vardır: Farz-ı ayn olan, farz-ı kifâye olan, vâcib olan ve nâfile olan nemâzlar. Sünnetlerin hepsine nâfile nemâz denir.
198 – Şâfi’î mezhebinde, nemâzın şartları iki kısmdır: Vücûb şartları ve sıhhatinin şartları. Nemâzın vücûbünün şartları, şâfi’îde altıdır: Bu altı şart kimde varsa, onun nemâz kılması lâzımdır. Müslimân olmak, nemâzın emr olduğunu işitmek, âkıl ve bâlig olmak. Hayzdan ve nifâsdan temiz olmak, işitir ve görür olmak. Nemâzın sahîh olması için, şâfi’î mezhebinde yedi şart vardır: Hadesden tahâret [ya’nî, abdest almak ve gusl etmek], necâsetden tahâret [ya’nî bedenin, elbisenin ve nemâz kılacağı yerin temiz olması], setr-i avret [ya’nî, avret yerini örtmek], istikbâl-i kıble, nemâz vaktinin geldiğini bilmek, nemâzın farzlarını, müfsidlerini [ya’nî, nemâzı bozan şeyleri] bilmek ve müfsidlerden sakınmakdır.
Şâfi’î mezhebinde abdestin farzları altıdır: Birincisi, yüzü yıkamağa başlarken niyyet etmekdir. Elleri, ağzı, burnu yıkarken yapılan niyyet sahîh olmaz. İkinci farz, yüzü yıkamakdır. Şâfi’îde çenenin altını ve sarkan sakalı yıkamak da farzdır. Seyrek olup, altındaki deri görünen sakalı tahlîl ederek, altındaki deriyi ıslatmak da farzdır. Sık sakalın tahlîli sünnetdir. Üçüncü farz, kolları, dirsekleri ile birlikde yıkamakdır. Tırnak altındaki kirleri temizleyip, altlarındaki deriyi ıslatmak lâzımdır. Dördüncü farz, başın, az olsa da, bir kısmını mesh etmekdir. El ile mesh şart değildir. Bir kısmına su serpmekle de olur. Sarkan saçı mesh, sahîh olmaz. Beşinci farz, ayakları, hanefîde olduğu gibi yıkamakdır. Altıncı farz, tertîb, yukarıda bildirilen dört uzvu, sırayı bozmadan yıkamakdır.