Yâhud çekemiyenlerin iftirâları olunca, işin doğrusunu araşdırırdı. Çünki hükûmet adamlarının düşmanı ve çekemiyenleri çok olur. Herkesin şikâyeti ile me’mûr değişdirilirse, memleketin idâresi altüst olur. Araşdırırdı. Şikâyetler doğru çıkarsa, hemen azl ederdi. Böylece, Velîdi azl etdi. Hazret-i Mu’âviye, Ona ısyân etmedi. Şâmda, herkese kendini sevdirmişdi. Bunun emrinde bulunanlardan hiç kimsenin burnu kanamıyordu. Müslimânları adâlet ile idâre ediyor, kâfirlerle de cihâd ediyordu. Böyle bir kahramanı kim azl eder? Mısr vâlîsi olan Abdüllah bin Sa’di de niçin azl etsin? O, hazret-i Osmândan sonra, bir yana çekildi. Karışıklıklardan uzak kaldı. Mısrdan Medîneye, Onun için gelen şikâyetler, hep İbni Sebe’ yehûdîsinin başı altından çıkıyordu. Sözün kısası, hazret-i Osmân, vazîfesini tâm yapdı. Fekat, takdîr, tedbîrine uygun olmadığından, yehûdîlerin çıkardığı fitne ateşi söndürülemedi.
Hazret-i Osmânın hâli, her bakımdan, hazret-i Alîye benzemekdedir. Hazret-i Alînin de çeşidli tedbîrleri fâidesiz kaldı. Yalnız, hazret-i Osmânın vâlîleri, kendisini seviyorlar, emrlerini hep yapıyorlardı. Ganîmetleri halîfeye muntazam gönderiyorlardı. Bütün müslimânlar, mal sâhibi, râhat ve huzûr içinde idi. Hattâ, fitne çıkmasına bu zenginlik de yardım etdi. Hazret-i Alînin vâlîleri ise, kendisine ısyân etdi. Vazîfelerini yapmadılar. Devlet işleri aksadı. Hazret-i Alînin akrabâsı, amcasının çocukları da böyle yapdı. Hazret-i Osmânı lekelemeğe kalkışanlar, Ehl-i sünnet âlimlerine inanmazlarsa, şî’î kitâblarını okusunlar. O zemân anlarlar. Şî’îlerin en kıymetli kitâblarından olan (Nehc-ül-belâga) kitâbında, hazret-i Alînin amcasının oğluna yazdığı mektûb var. Burada, o münâfıka olan güvenini bildiriyor. Nehc-ül-belâga, sonra bunun hıyânetlerini uzun yazıyor. Hazret-i Alînin vâlîlerinden Münzir bin Cârut da hâin çıkdı. Halîfenin ona yazdığı tehdîd mektûbu, şî’î kitâblarının çoğunda vardır. Hazret-i Alî de, bu vâlîleri için lekelenemez. Peygamberler bile münâfıkların tatlı dillerine aldanmışdı. Fekat, Onlara vahy gelerek, münâfıkların çoğunun yüzkarası meydâna çıkarıldı. Şî’îler, imâmların gaybı bilmesi lâzımdır, diyorlar. Hazret-i Osmâna bunun için dil uzatıyorlar. Bu inançları ile, hazret-i Alîyi “kerremallahü vecheh” de lekelemiş oluyorlar. Bunlara göre hazret-i Alî, önceden bildiği hâlde, hâinleri müslimânların başına getirmiş oluyor. Meşhûr Ziyâd bin Ebîh hâinini de hazret-i Alî vâlî yapmışdı.
Mervânın babası olan Hakem bin Âsı Medîneye kabûl etdiği için de, hazret-i Osmâna çatıyorlar.