481

Çünki, hadîs-i şerîfde, (Selâm vermeği yaygın hâle getiriniz! Böylece sevişiniz) buyuruldu). Bunlar (Gunyet-üt-tâlibin) kitâbının 90. cı sahîfesinde yazılıdır. Muhakkiklerin sonuncusu olan büyük âlim Ahmed ibni Hacer-ül-Heytemî “rahmetullahi teâlâ aleyh” de, (Savâık-ul-muhrika) kitâbının 149. cu sahîfesinde, bunları geniş bildirmekde, bu arada, (Ehl-i sünnet i’tikâdından ayrılanlara (Mübtedi’) denir. Bunlar, birinci asrda ortaya çıkmağa başladılar) demekdedir.

İbni Hacer-i Heytemî “rahmetullahi teâlâ aleyh”, (Feth-ul-cevâd) kitâbında diyor ki, (Mübtedi’, Ehl-i sünnetin sözbirliği ile bildirmiş olduğu i’tikâda uymıyan kimsedir. Bu sözbirliğini Ebül’Hasen Eş’arî ve Ebû Mansûr Ma’türîdî “rahmetullahi teâlâ aleyhimâ” ile bunların yolunda olan âlimler bildirdiler).(Fetâvâyı hadîsiyye) kitâbının 205. ci sahîfesinde diyor ki, (Bid’at sâhibi demek, inanışları Ehl-i sünnet inanışından ayrı olan kimse demekdir. Ehl-i sünnet inanışı, Ebül’Hasen Eş’arî ve Ebû Mansûr Ma’türîdînin ve bunlara tâbi’ olanların inanışıdır. İslâmiyyetin beğenmediği birşeyi meydâna çıkaran herkes bid’at sâhibi olur). Şâfi’î âlimlerinden Ahmed Şihâbüddîn Kalyûbî Mısrî (Kenz-ür-râgıbîn) hâşiyesinin dördüncü cildinde diyor ki, (Ebül-Hasen Eş’arînin ve Ebû Mansûr Ma’türîdînin bildirdiklerinden ayrılan kimse (Sünnî) değildir. Bu iki imâm Resûlullahın “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” ve Eshâbının yolundadırlar).

Yukarda yazılanlardan anlaşılıyor ki, bu ümmet yetmişüç millete ayrılacak, bunlardan yalnız birisi Cehennemden kurtulacakdır. Her mü’minin bu bir fırkayı arayıp bulması ve bunlara tâbi’ olması vâcibdir. Bunlar, Ebül-Hasen Eş’arî ve Ebû Mansûr Mâ’türîdînin yolunda olanlardır. Zemânımızda ortaya çıkıp yeni bir islâm fırkası kuranın, yalnız (Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah) demekle kalıp, Ehl-i sünnet velcemâ’at i’tikâdında olması nasıl doğru olabilir? (Cemâ’at-üt-teblîgiyye) isminde yeni türeyen bu fırkanın sözleri ve yazıları gösteriyor ki, bu fırkaya girmek için yalnız (Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah) demek şartdır. Bunu söyliyen kimse, hangi sapık fırkadan olursa olsun ve Resûlullahdan başka kimseye hattâ Eshâb-ı kirâma ve müctehid imâmlara itâ’at etmese de, bu fırkaya girmekdedir. Kâdıyânî, Nîcerî, Vehhâbî, (Cemâ’at-i islâmiyye)ci ya’nî Mevdûdîci ve müslimân olmıyan başka yollardaki kimselerin, bu cemâ’atden olduklarını görüyoruz. Bu hâlleri ümmet içinde fesâd çıkarmak, bölücülük yapmak değil de, ne olabilir?

Acabâ içlerine aldıkları böyle sapık kimseleri, sonra islâh etmiyorlar mı? Kitâblarından anlaşılan ve yapdıklarından görülen, bunun tersidir.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.