732 NİZÂM-ÜL-MÜLK “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Hâce Kıvâm-üd-dîn Ebû Alî Hasen bin Alî, Îrân Selçûkîlerinden Alb Arslanın ve oğlu Melikşâhın vezîridir. 408 [m. 1018] de Tus şehrinde tevellüd, 485 [m. 1092] de Nihâvendde Hasen Sabbâhın adamı tarafından şehîd edildi. Fıkh ve hadîs âlimi idi. Akl, tedbir ve adâleti ile devleti idâre etdi. Âlimlere, zâhidlere çok ihsân ederdi. Çok sayıda câmi’, medrese, hayrât yapdı. Bağdâdda (Medrese-i nizâmiyye) adında bir üniversite yapdı. İsfehânda da büyük mekteb yapdı. 1107, 1122, 1134.

733 NİZÂR “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Resûlullahın ondokuzuncu babasıdır. Nizâr, az demekdir. Dünyâya gelince, babası Me’add, bunun alnındaki nûru gördü. Çok sevinip, büyük bir ziyâfet vermişdi. Böyle oğul için, bu kadar ziyâfet az birşey demişdi. Bunun için oğlunun ismi Nizâr kaldı. Bu nûr, Âdem aleyhisselâmdan beri oğuldan oğula gelmiş, nihâyet, asl sâhibi olan Muhammed aleyhisselâmda kalmışdır. Böylece Adnân oğulları arasında, nûrlu bir soy vardır. Her asrda, bu soydan olan zât, alnındaki nûrdan belli olurdu. Bu zât hangi kabîlede ise, o kabîle şerefli olurdu. Nizâr oğulları arasında bu şeref, Mudar ve İlyâs kabîlesinde bulundu. Sonra Kureyş kabîlesinde kaldı. 387, 390, 1139.

734 NÛH “aleyhisselâm”: İdrîs “aleyhisselâm” göke çıkarıldıkdan sonra, insanlar azdı. Doğru yoldan ayrıldı. Putlara ya’nî heykellere tapmağa başladılar. Cenâb-ı Hak, bunlara Nûh aleyhisselâmı gönderdi. O zemân, elli yaşında idi. Nice yıl, onları dîne da’vet etdi. Yalnız oğulları Sâm, Hâm, Yâfes ile az kimse îmân etdi. Çoğu kulak asmadı. Kendi oğlu Yâm, ya’nî Ken’ân bile îmân etmedi. Alay ve işkence etdiler. Onlara beddüâ etdi. Beşyüz yaşından sonra, gemi yapması emr olundu. Gemi bitince, tûfân oldu. Mü’minler ile gemiye bindi. Gemiye binenlerin seksen kişi olduğu ve geminin üç kat olduğu (Arâis-ül-mecâlis)de yazılıdır. Bu kitâb Mısrda basılmışdır. Her hayvandan da birer çift aldı. Oğlu Ken’ânı da gemiye çağırdı. Ben, dağa çıkar kurtulurum dedi. Bir dalga geldi. Oğlunu alıp boğdu. Sular dağları aşdı. İnsanlar ve hayvanlar telef oldu. Altı ay sonra, yağmurlar durdu. Sular çekildi. Gemi, Hakkârîde Cûdî dağına oturdu. İnsanlar, üç oğlundan üredi. Nûh aleyhisselâma ikinci Âdem “aleyhisselâm” denildi. Sâmdan arab, fars ve rum, Hâmdan Hindistân, Habeş ve Afrika halkı, Yâfesden de Asyalılar ve türkler meydâna geldi. Behreng buğazından Amerikaya da geçip yerleşenler oldu. Nûh “aleyhisselâm”, bin yaşında vefât etdi. 26, 62, 81, 83, 106, 354, 356, 377, 379, 431, 482, 483, 488, 525, 1128, 1154, 1166, 1180, 1189.

735 NÛH BİN MUSTAFÂ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Allâme Nûh efendi, Konyalıdır. Mısra gitdi. 1070 [m. 1659] de Kâhirede vefât etdi. 416, 1180.

736 NÜZHET “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Me’ârif mektûbcusu idi. 1244 de İstanbulda tevellüd ve 1304 [m. 1886] de, Sivâsda vefât etdi. Hıristiyanlara cevâb olan (İzhâr-ul hak) kitâbının birinci kısmını türkceye terceme ederek (Îzâh-ul-hak) ismini vermişdir. 1161.

737 OĞUZ HÂN “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Eski türkler, şark ve garb türkleri diye ikiye ayrılmışdı. Şark türkleri, beş, garb türkleri, onbeş kabîle idi. Uygurlar şark, Oğuz ve Kırgızlar da, garb türklerinden idi. Hicretden beşbin sene önce, Hind, Îrân ve Irâka yayılmışlardı.

Oğuz türkleri hicretden binüçyüz sene önce, Oğuz hânın kumandasında, Şâma kadar gelmişdi. İslâmiyyet yayılınca, Mâverâün-nehr ve Buhârâ tarafları (Horâsân) emâretine verildi. Me’mûn halîfe tarafından buraya vâlî ta’yîn edilen Sâmân oğulları, sonra [261] de hükûmet kurdu. Merkezleri Buhârâ idi. Oğuz türkleri ve Selçuk türkleri, Abbâsî halîfesi Mutî’ zemânında [334] de müslimân oldu. Oğuzların en kıymetlisi, Kayı hânın kabîlesi idi. Bunun torunlarından Süleymân şâh, Cengiz zemânında Anadolu tarafına gelip, 626 [m. 1229] senesinde Fıratda boğuldu. Dört oğlu kaldı. Bunlardan Ertuğrul beğ, Cengizlerden uzaklaşmak için, kabîlesi ile Sivâs tarafına geldi.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.