(Mir’ât-ül-haremeyn) sekizyüzikinci sahîfede diyor ki, (Çifte minâreli câmi’lere mahya kurulması, sultân üçüncü Ahmed hân devrinde oniki sene kadar sadr-ı a’zamlık yapmış olan dâmâd İbrâhîm pâşanın 1132 [m. 1719] senesinde ihdas eylediği bid’atdir.) Eyyûb sultân câmi’i, üçüncü Selîm hân tarafından 1215 [m. 1800] de yeniden yapıldı. İlk Cum’a nemâzında sultân da bulundu. Câmi’in son ta’mîrini 1380 [m. 1960] de başvekîl şehîd Adnan Menderes yapdırmışdır. Türbenin son ta’mîrini ikinci Mahmûd hân yapdırmışdır. Sanduka üzerindeki yazılar, sultânın el yazısıdır. Türbede asılı levhadaki iki beyti üçüncü Selîm hân söylemiş, Yesârîzâde yazmışdır. Nakş-i kadem-i Peygamberî, Birinci Mahmûd hânın emri ile 1044 [m. 1634] de serâydan türbeye getirildi. Türbe civârındaki kabrler, (Hadîkat-ül-cevâmi’) de uzun yazılıdır. 333, 1074, 1079, 1105, 1131.

240 — EBÛ EYYÛB-İ SAHTIYÂNÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebû Bekr-il Basrî, Tâbi’înin büyüklerinden ve fıkh âlimlerindendir. Çok kerâmetleri görüldü. Basrada deri satardı. Yüzotuzbir 131 [m. 748] senesinde tâ’ûndan, altmışbeş yaşında vefât etdi. 211, 1098.

241 — EBÛ EYYÛB-İ SÜLEYMÂN “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Medîne-i münevverede bulunan yedi büyük âlimlerden biridir. 104 [m. 722] de vefât etdi. 66.

242 — EBÛ HANÎFE “rahmetullahi teâlâ aleyh”: İmâm-ı a’zam Nu’mân bin Sâbit, İslâm âlimlerinin en büyüklerindendir. 80 [m. 699] senesinde Kûfede tevellüd, 150 [m. 767] de Bağdâdda şehîd edildi. İkinci Abbâsî halîfesi Ebû Ca’fer Mensûr zâlim idi. İmâmı, hergün on sopa artdırarak, zındanda döğdürdü. Sopa adedi yüz olduğu gün, İmâm yıkıldı. Yatarken ağzına zehr akıtdılar, şehîd oldu. Fıkh bilgilerini, Ehl-i sünnet i’tikâdını topladı. Yüzlerce talebesine öğretip, kitâblara geçirilmesine sebeb oldu. Müslimânlar tarafından kâğıd i’mâli bunun zemânında başladı. 22, 23, 49, 50, 59, 95, 106, 114, 115, 120, 125, 126, 133, 134, 136, 137, 144, 149, 155, 176, 178, 179, 194, 215, 223, 228, 229, 231, 234, 244, 258, 260, 268, 270, 271, 273, 294, 303, 304, 307, 318, 321, 322, 324, 339, 349, 352, 388, 393, 408, 435, (437), 439, 440, 441, 442, 443, 444, 451, 455, 457, 466, 467, 470, 490, 491, 503, 513, 574, 575, 595, 611, 619, 621, 625, 626, 637, 701, 738, 770, 792, 801, 803, 828, 830, 840, 844, 849, 858, 868, 869, 880, 893, 894, 897, 980, 1007, 1077, 1084, 1089, 1094, 1097, 1106, 1107, 1108, 1119, 1127, 1142, 1147, 1156, 1175, 1191, 1193, 1194, 1198.

243 — EBÛ HASEN-İ SÜBKÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Alî bin Abdülkâfî hâfız Takıyyüddîn Sübkî, 683 [m. 1284] de Mısrda Sübk kasabasında tevellüd, 756 [m. 1355] da Kâhirede vefât etdi. Tâc-üddîn-i İskenderînin talebesidir. Mısrda ve Şâmda Şâfi’î âlimlerinin reîsi idi. Şâmda kâdıl-kudât ya’nî temyîz reîsi iken imâm-ı Nevevînin evini ziyâret etdiği zemân, Nevevînin mubârek ayakları basmışdır diyerek halılara yüzünü, sakalını sürmüşdü. Yüzelliden fazla kitâb yazdı. İbni Teymiyyeye çok nasîhat etdi. Ona reddiyye olan kitâblarından (Şifâ-üs-sikâm), Beyrutda (Dârül-âfâk-ı Cedîde) kitâbevi tarafından ve ofset yolu ile İstanbulda yeniden basılmışdır. Oğlu Abdülvehhâb Tâc-üddîn-i Sübkî, Şâfi’î âlimlerinden olup, 771 [m. 1370] de Şâmda vefât etmişdir. 136, 341, 348, 360, 448, 450, 454, 458, 496, 498, 499, 1117, 1156, 1181.

244 — EBÛ HÂTİM-İ TEMÎMÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Dörtyüzkırkaltıncı [446] sırada İbni Hibbân ismine bakınız!

245 — EBÛ HÜREYRE “radıyallahü anh”: Adı Abdürrahmândır. Hayberde müslimân oldu. Hazret-i Ömer zemânında Bahreyn vâlîsi, hazret-i Osmân zemânında Mekke kâdîsi ve hazret-i Mu’âviye zemânında Medîne vâlîsi oldu. 57 [m. 676] senesinde, yetmişsekiz yaşında Medînede vefât etdi. Abdüllah bin Ömerden sonra, en çok hadîs bilen budur. 99, 289, 313, 350, 383, 415, 419, 449, 644, 727, 786, 1009, 1066.

246 — EBÛ HUZEYFE BİN UTBE “radıyallahü anh”: Babası Utbe bin Rebî’a bin Abd-i Şems, Bedr gazâsında Kureyş ordusunun kumandanlarından idi.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.