Üçüncü oğlu Mevlânâ Abdürreşîd, binikiyüzotuzyedi [1237] de Lucknowda tevellüd ve binikiyüzseksenyedi 1287 [m. 1870] de Mekke-i mükerremede vefât etdi. Bu da, oğlu Şâh Muhammed Ma’sûm-i Ömerînin mürşidi idi. Muhammed Ma’sûm [1263] de Abdüllah-i Dehlevî hazretlerinin tekkesinde tevellüd etdi. 1274 [m. 1858] de İngilizler Delhîde büyük fitne çıkardı. Sultân ikinci Behâdır şâhı, iki zevcesi ve iki oğlu ile Kalkuteye götürüp habs etdiler. Hindistânın her tarafında müslimânlar şehîd edildi. Müslimânlar, Medîne-i münevvereye hicret etdi. [1290] da Hindistâna döndü. Otuzüç sene sonra akrabâ ve talebesinden altmış kişi ile [1323] de Medîneye döndü. Burada İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin (Mebde’ ve me’âd) kitâbını arabîye terceme etdi ve çok kitâb yazdı. Bunlardan (Ahsenül-kelâm fî-isbât-i mevlid-i vel-kıyâm) kitâbı, Hindistânın Urdu dilinde olup, vehhâbîleri red ve rezîl etmekdedir. Hindistânda basılmış ve arabîye terceme edilmişdir. (Es-sebe’ul-esrâr fî medâric-il-ahyâr) kitâbı, tesavvufu çok açık anlatmakdadır. Urdu dilindedir. Oğlu Muhammed Abdülkâdir Medenî tarafından [1329] da arabîye terceme edilmiş, 1331 [m. 1913] de İstanbulda basılmışdır. İkinci oğlu şeyh Ebülfeyz Muhammed Abdürrahmânın kitâbın başına yazdığı takrîz çok istifâdelidir. Mütercim, önsözünde buyuruyor ki, (Şâh Veliyyullah muhaddis Ahmed-i Dehlevî (Mukaddeme-tüs-seniyye fî isbât-i mezheb-is-sünniyye) kitâbında, İmâm-ı Rabbânîyi uzun övmekde ve mü’minler onu sever, münâfıklar, şakîler ise kötüler demekdedir). Şâh Muhammed Ma’sûm, 1341 [m. 1923] de Mekke-i mükerremede vefât etdi.

Ahmed Sa’îd-i Serhendî, babası ile birlikde Abdüllah-ı Dehlevî hazretlerinin sohbetinde bulunup, on yaşına varmadan tarîkat-i Nakşibendiyyeye intisâb etdi. Onbeş yaşına kadar bu sohbetde kemâle geldi. Abdüllah-i Dehlevî hazretleri evlenmemiş idi. Bunu oğulluğa kabûl buyurdu. Hilâfet-i mutlaka ile şereflendirdi. Çok Velî yetişdirdi. Çok kitâb yazdı. (El-hakk-ul-mübîn fî-redd-i alelvehhâbîn) kitâbı vehhâbîlere cevâb vermekdedir. (Mektûbât-i Ahmediyye)si çok kıymetlidir. (Tahkîk-ul-hakkılmübîn) kitâbı 1386 senesinde Karaşide basılmış olup, (Mesâil-i erba’în)e cevâb vermekdedir. 455, 459, 1004, 1095, 1146.

91 — AHMED-İ YEKDEST “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Dokuzyüzaltmışsekizinci [968] sırada, Yekdest ismine bakınız!

92 — AHMED-İ ZERRÛK “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Şihâbüddîn Ahmed bin Ahmed Fâsî, 846 [m. 1442] da Trablus-garbda tevellüd, 899 [m. 1493] da orada vefât etdi. Mâlikî fıkh âlimi ve tesavvuf büyüklerindendir. Çok sayıda kıymetli eserleri vardır. (Şerh-ı hizb-il-bahr) ve (Kavâ-id-üttarîka fil-cem’-i beyneşşerî’at-i velhakîka) ve (Kavâid-üt-tesavvuf) kitâbları meşhûrdur. Sonuncusu büyük olup, Mısrda basılmışdır. 50, 456, 458, 627, 1187.

93 — AHMED-İ ZEYNÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Seksenikinci [82] sayıda Ahmed Dahlân ismine bakınız!

94 — ÂİŞE “radıyallahü anhâ”: Resûlullahın zevce-i mutahherasıdır. Ebû Bekr-i Sıddîkın kızıdır. Çok akllı, zekî, âlime, edîbe ve afîfe ve sâliha idi. Hâfızası pek kuvvetli olduğu için, Eshâb-ı kirâm, birçok şeyleri ondan sorup öğrenirdi. Âyet-i kerîme ile medh edildi. İctihâdı hazret-i Alîye uymadığı için, Deve vak’asında hazret-i Alî ile harb eden Eshâb-ı kirâm ile birlikde idi. Hazret-i Alî şehîd edilince pek üzüldü. Şî’îler kendisine çok iftirâ ediyor. Hazret-i Alîyi sevmezdi diyorlar. Hâlbuki (Alîyi sevmek îmândandır) hadîs-i şerîfini, hazret-i Âişe haber verdi. Böylece, onu sevdiğini ve herkesin de sevmesi lâzım geldiğini bildirdi. Hicretden sekiz sene önce tevellüd, üç sene evvel nikâh ve ikinci yıl Şevvâl ayında zifâf, 57 [m. 676] senesinde Medînede vefâtı vâkı’ oldu. 60, 349, 380, 381, 382, 398, 457, 473, 503, 574, 601, 643, 646, 695, 730, 740, 784, 952, 1022, 1066, 1068, 1077, 1169, 1197, 1198.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.