Bunlar, gücü var iken afv ederdi. Va’d etdiğini yapardı. Hep doğru söylerdi. Rızkını bir gün evvelden hâzırlamazdı. Zulmün çokluğu kadar afvın sevâbı çok olur.

Hıkddan hâsıl olan kötülükler, onbirdir: Hased, şemâtet, hicr, istisgâr [aşağı görmek], yalan, gîbet, sırrı ifşâ, alay etmek, eziyyet vermek, hakkı ödememek ve mağfirete mâni’ olmak.

Hıkd eden kimse, iftirâ, yalan ve yalancı şâhidlik ve gîbet ve sır ifşâ etmek ve alay etmek ve haksız olarak incitmek ve hakkını yimek ve ziyâreti kesmek günâhlarına yakalanır. (Üç şey bulunmıyan kimsenin bütün günâhlarının afv ve mağfiret olunması umulur: Şirke, küfre yakalanmadan ölmek, sihr yapmamak ve din kardeşine hıkd etmemek) hadîs-i şerîfi, sihr yapmanın islâmiyyetde yeri olmadığını göstermekdedir.

Sihr, büyü [Efsûn] yapmak olup harâmdır. Sihr yapana fârisîde (Câdû) denir. Sihr vâsıtasiyle her dilediğini yapacağına inanırsa, kâfir olur. Sihrin te’sîrine inanmayan da kâfir olur. Sihrin, diğer ilâclar gibi, Allahü teâlâ dilerse te’sîr edebileceğine inanmalıdır. Her dilediğini, Allahü teâlânın yaratacağına inanmak küfr olmaz ise de, büyük günâhdır. Sihrin tedâvîsi (Se’âdet-i Ebediyye)de uzun yazılıdır.

Hadîs-i şerîfde, (Allahü teâlâ, Şa’bânın onbeşinci gecesi bütün kullarına merhamet eder. Yalnız müşriki ve müşâhini afv etmez) buyuruldu. Müşâhin, bid’at sâhibi, mezhebsiz demekdir.

[Ehl-i sünnet vel cemâ’at i’tikâdında olmıyan kimseye (Bid’at sâhibi) denir. Dört mezhebden birinde bulunmıyan kimse, ehl-i sünnet fırkasından ayrılmış olur. Ehl-i sünnet i’tikâdında olmıyan da, yâ kâfir olur, yâhud bid’at sâhibi olur. Kâfirlerin çeşidleri çokdur. Bunların en kötüsü, müşrikdir. Müşrik, Allahü teâlâya ve âhıret gününe inanmıyan kimse demekdir. Ateist, mason, komünist de, müşrik demekdir. Bid’at sâhibleri, kâfir değildir. Fekat sapık i’tikâdlarında taşkınlık yapanların, Kur’ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde açıkca bildirilmiş olan birşeyi inkâr edince, kâfir olduklarını islâm âlimleri bildirmişlerdir. Kur’ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde müşrik kelimesi, kâfir kelimesi yerine kullanılmışdır. Meselâ, müşriki afv etmem, buyurulmuşdur ki, kâfirlerin hiçbir çeşidini afv etmem demekdir. Bid’at sâhiblerinden taşkınlık etmeyip, kâfir olmıyanları müslimândır. (Ehl-i kıble)dirler. Fekat, bunların islâm dînine zararları, kâfirlerin zararlarından dahâ çokdur. Mezhebsiz din adamları, Mevdûdîciler, selefî denilen İbni Teymiyyeciler, Seyyid Kutbcular böyledirler. Hindistân âlimlerinden müftî Mahmûd bin Abdülgayyûr pişâvürî “rahimehullahü teâlâ” 1264 [m. 1848] senesinde basdırdığı (Huccet-ül-islâm) ismindeki kitâbında, (Tuhfet-ül-arab-i vel-acem) risâlesinden alarak, fârisî dil ile diyor ki, müslimânların müctehidleri taklîd etmeleri vâcibdir.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.