İslâm dînindeki Mürşid-i kâmillerin en üstünleri, dört mezheb imâmlarıdır. Bunlar, imâm-ı a’zam Ebû Hanîfe, imâm-ı Şâfi’î, imâm-ı Mâlik[1] ve imâm-ı Ahmed bin Hanbeldir “rahmetullahi aleyhim ecma’în”. Bu dört imâm, İslâm dîninin dört temel direkleridir. Kur’ân-ı kerîmin ve hadîs-i şerîflerin ma’nâlarını doğru olarak öğrenmek için, bunlardan birinin kitâblarını okumak lâzımdır. Bunların herbirinin kitâblarını açıklıyan binlerce âlim gelmişdir. Bu açıklamaları okuyan, islâm dînini doğru olarak öğrenir. Bu kitâbların hepsindeki îmân bilgileri aynıdır. Bu doğru îmâna (Ehl-i Sünnet)i’tikâdı [inancı] denir. Sonradan uydurulan, bunlara uymayan bozuk, sapık inanç yollarına (Bid’at) ve (Dalâlet) yolları denir. Âdem aleyhisselâmdan beri, bütün peygamberlerin teblîg etdiği dinlerde bir olan esâs, îmân esâslarıdır. Allahü teâlâ, îmân bilgilerinde ayrılık istememişdir. Kur’ân-ı kerîmde, Enâm sûresinin yüzelli dokuzuncu âyetinde sevgili Peygamberine “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” meâlen, (Dinde fırka fırka ayrılanlarla senin hiçbir ilgin olamaz. Onların cezâlarını Allahü teâlâ verecekdir) buyurulmakdadır.

Gözü ağrıyan, kime baş vurur? Bekçiye mi, avukata mı, matematik öğretmenine mi, yoksa göz mütehassısı olan doktora mı? Elbet, mütehassısa gidip, çâresini öğrenir. Dînini, îmânını kurtarmak için çâre arayanın da, avukata, matematikçiye, gazeteye, sinemaya değil, din mütehassısına başvurması lâzımdır.

Din âlimi olmak için, zemânın fen bilgilerini iyi bilmek, fen ve edebiyyat fakültelerinden diploma alıp, ayrıca doktorası, ihtisâsı olmak, Kur’ân-ı kerîmi ve ma’nâlarını ezberden bilmek, binlerce hadîs-i şerîfi ve ma’nâlarını ezbere bilmek, islâmın yirmi ana ilminde mütehassıs olmak ve bunların kolları olan seksen ilmi iyi bilmek, bu ilmlerde ictihâd derecesine yükselmek, dört mezhebin inceliklerini kavramış olmak, tesavvufun en yüksek derecesi olan (Vilâyet-i hassa-i Muhammediyye) denilen olgunluğa erişmiş olmak lâzımdır.

Kendi hastalığını ve kalbindeki hastalığın ilâcını bilmiyen câhillerin hadîs-i şerîflerden kendine uygun olanları seçip alması imkânsız gibidir. İslâm âlimleri, kalb, rûh mütehassısları olup, herkesin bünyesine uygun rûh ilâclarını, hadîs-i şerîflerden seçerek söylemişler ve yazmışlardır. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”, dünyâ eczâhânesine yüzbinlerce ilâc hâzırlıyan baş tabîb olup, Evliyâ ve âlimler de, bu hâzır ilâcları, hastaların derdlerine göre dağıtan, emrindeki yardımcı tabîbler gibidir.

[1] Mâlik bin Enes, 179 [m. 795] de Medînede vefât etdi.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.