Kur’ân-ı kerîmde bu husûs beyân edilmişdir. Nisâ sûresinin 156-158. nci âyetlerinde meâlen, (Bir de, yehûdîlerin Îsâyı inkârları ve Meryeme büyük iftirâda bulunmaları ve Allahın Resûlü Meryem oğlu Îsâyı öldürdük demeleri sebebi ile kendilerini la’netledik, rahmetimizden kovduk. Hâlbuki onlar Îsâyı öldürmediler ve haça da germediler. Fekat kendilerine bir benzetme yapıldı. [Yehûdâ, Îsâ aleyhisselâmın şekline sokuldu ve onu asdılar.] Bu husûsda, kendileri de ihtilâfa düşüp, şübhe içindedirler. Onların bu husûsda, bir bilgileri de yokdur. Ancak, kuru bir zan peşindedirler. Onlar hakîkaten Îsâyı“aleyhisselâm” öldürmemişlerdir. Allah, Onu kendi katına yükseltdi. Allah azîzdir, hükmünde hikmet sâhibidir) buyurulmuşdur.

Îsâ aleyhisselâm semâya kaldırıldıkdan sonra, nasrâniyyet dîni yavaş yavaş dünyâya intişâr etmeğe başladı. Önceleri bu yeni din putperest olan Romalılar ve Yunanlılar tarafından şiddet göstererek karşılandı. Îsevîler tutulup katl edildi. Sirklerde vahşî hayvanlara yidirildi. Fekat, hak dîni, kendini tanıtmakda ve sevdirmekde devâm etdi. Ne yazık ki, zemânla hakîkî İncîl ortadan kalkdı. Münâfık olan Pavlosun, (Îsânın haça gerilmesi, hikmet, adâlet ve kurtuluşdur. Çünki Allah, insanların günâhlarını afv etdirmek için, kendi oğlunu kurbân etmişdir) diye ortaya atdığı ma’nâsız bir iddi’â, bugünkü hıristiyanlığın i’tikâd, inanç esâsını ta’yîn etmişdir. Îsâ aleyhisselâm, hiçbir zemân, insanların günâhkâr olarak doğduğunu söylemediği hâlde, bugünkü hıristiyanlık, şöyle ta’rîf edilmekdedir:

1) İnsanlar, dünyâya günâhkâr olarak gelir. Çünki, ilk insan olan Âdem aleyhisselâm, Allaha itâ’at etmemiş, onun için Cennetden ihrâc edilmişdir.

2) Âdemden sonra gelen bütün insanlar bu günâhı taşırlar.

3) Îsâ aleyhisselâm, insanları bu günâhdan halâs etmek için, dünyâya gelmiş olan Allahın oğludur.

4) Allahü teâlâ, insanların günâhını afv etmek için, kendi oğlunu haça gerdirmişdir.

5) Dünyâ, bir mihnet [sıkıntı] yeridir. Dünyâda, zevk ve safâ yasakdır. İnsanlar mihnet çekmek ve ibâdet etmek için yaratılmışdır.

6) İnsanlar, doğrudan doğruya, Allahü teâlâya ibâdet edemezler. Allahü teâlâdan bir şey istiyemezler. Ancak râhibler, [papazlar] insanların yerine, Allaha yalvarabilirler ve onların günâhını afv edebilirler.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.