Papa Honorius, hiçbir zemân üçlü tanrı sistemi olan (Teslîs) i kabûl etmemişdir. Honorius öldükden birçok sene sonra, aforoz edilmiş ise de, teslîsi kabûl etmeyenler yeni mezhebler kurmuşlardır. Hele Îsâ aleyhisselâmın uydurma resmlerinin ve heykellerinin yapılması ve bunların kiliselere konulması ve haç işâretinin kudsî bir alâmet olarak tanınması gibi mes’eleler birçok ihtilâflara, hattâ kanlı mücâdelelere sebebiyyet vermiş ve ancak mîlâddan yediyüz sene sonra kiliseler bunları kabûl etmişdir.

Hıristiyanların, Îsevîlik [Nasrâniyyet] dîninin esâsını değişdirmesi, papayı günâhsız kabûl etmesi, papazlara günâh çıkarmak gibi bir hak vermesi, insanların günâhkâr olarak doğduklarını iddi’â etmesi, hele İncîlde yazılı olduğu hâlde, son Peygamber Muhammed aleyhisselâmı kabûl etmemeleri, bugün bile İncîl dedikleri kitâblarda mütemâdiyen değişiklikler yapmaları, Allahü teâlânın gazabını mûcib olmuşdur. Nisâ sûresinin 171. ci âyetinde meâlen, (Ey kitâb Ehli! Dîninizde taşkınlık yapmayın! Allahü teâlâ için ancak hakkı konuşun! [Onu noksanlıklardan tenzîh edin ve oğul edindi diye iftirâ etmeyin.] Mesîh Îsâ, Meryemin oğludur, Allahü teâlânın resûlü, Peygamberidir. (Kün) ol emri ile yaratdığı mahlûkudur ki, Onu Meryeme ilkâ’ etdi ve O, Allahü teâlâdan diğer rûhlar gibi bir rûhdur. Allaha ve Peygamberlerine inanın! İlah üçdür demeyin! Hayrınıza olarak, bu sözden vazgeçmeniz sizin için hayrlıdır. Allah, ancak bir tek İlahdır! Çocuğu olmakdan münezzehdir. Göklerde ve yerde olanlar, herşey Onundur. O, yaratdı) buyurulmuşdur.

Âyet-i kerîmede Îsâ aleyhisselâm için (Rûh) ta’bîr edilmesi çeşidli şekllerde tefsîr edilmişdir. (Rûh) denilmesi, Cebrâîl aleyhisselâmın Onu, hazret-i Meryeme nefh etmesi [üflemesi] ve hazret-i Meryemin o nefhden hâmile olmasıdır. O üfürmeğe (rûh) denilmişdir. Yâhud rûh, Allahü teâlâdan (Vahy)dir. Bununla hazret-i Meryem müjdelenmiş ve Cebrâîl aleyhisselâma nefh etmesi emr olunmuş ve Îsâ aleyhisselâma da (Kün) [ol] denilmişdir. Yâhud, (Kün) emridir. Bir kimsenin nefesi, konuşması konuşana göre ne ise, rûh da Allahü teâlâya nisbet ile odur demişlerdir.

İncîli tebdîl edenler için: Bekara sûresinin 79. cu âyet-i kerîmesinde meâlen, (Vay, kitâbı kendi elleriyle yazıp da onu az bir behâ ile, ücret ile satmak için, Allahü teâlânın kelâmıdır diyenlere! Vay, ellerinin yazdıklarına! Vay, kazandıklarına!) buyurulmuşdur. Ve İhlâs sûresi, 1-4. ncü âyet-i kerîmelerinde meâlen, (Söyle ki, Allah birdir, her şeyden müstağnî [muhtâc değil] ve her şey Ona muhtâç olandır. Doğurmamış ve doğmamışdır.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.