Yiyenler, kadınlar ve çocuklardan başka, beş bin erkek kadar idiler) [Matta bâb 14, âyet 19 ve devâmı.]

İşte Matta, bugün Îsâ aleyhisselâmın en çok münâkaşa edilen bir mû’cizesinden böylece bahs etmekdedir.

Mu’cize, bir peygamber tarafından, kuvvet ve kudretini izhâr için, tabî’at kanûnlarına muhâlif olarak yapılan hârik-ül’âde bir işdir. Fekat, bugün en yeni ilm ve fen bilgilerini öğrenen ve böyle bir muhît içinde yetişen bir hıristiyanın bu mu’cizelere îmân etmesini nasıl teklîf edebiliriz? Fekat, bunları İncîllerden ihrâc etmeğe imkân yokdur. O hâlde, bunları dahâ iyi tedkîke mecbûruz. Biz çocukken, Îsâ “aleyhisselâm”ın, birçok mu’cizelerini dinleye dinleye büyüdük. Bunların arasında, Kana şehrindeki düğünde suyu şerâbe çevirmesi, Galile denizindeki korkunç fırtınayı dindirmesi, körlerin gözlerini açması, havârîlerin kayığına kadar denizde yürümesi, ölmüş olan Lazarı diriltmesi, hepimizin hâfızasına nakş edilmişdir. Esâsen İncîlin büyük bir kısmı bu mu’cizelerle doludur. Dört İncîlin de, en güzel yerlerini bu mu’cizeler teşkîl eder. Îsâ “aleyhisselâm”, yehûdîlerin yanına geldiği zemân, Peygamber olduğunu isbât etmek için, onlara mu’cize göstermek zorunda idi. Çünki yehûdîler, ona (Sen Peygamber olduğunu söylüyorsun. Sana îmân etmemiz için, bize mu’cize göstereceksin!) diye inâd etmişlerdi. Hattâ, çok kerreler şübheye düşen kendi havârîlerine bile ba’zan mu’cizeler göstermeğe mecbûr olmuşdu. Meselâ, denizde kayık içinde giderlerken çıkan korkunç fırtınada, havârîler Îsâ aleyhisselâmı (Kurtar ya Rab, helâk oluyoruz) diyerek uyandırmışlardı. O esnâda Îsâ aleyhisselâmın bir işâreti üzerine fırtına durdu. Bu hareket havârîlerin üzerinde son derecede büyük bir te’sîr yapmış, Îsâ aleyhisselâmın ayaklarına kapanarak afv dilemişler, Ona inandıklarını te’yîd etmişlerdi. Sonra, bu hikâyeyi başka yehûdîlere anlatdıkları zemân, onlar da hayrân kalmışlar ve nasrânî olmuşlardı. [Matta bâb 8]

Yuhannâ İncîlinin 10. cu bâbı 37. ci âyeti ve devâmında Îsâ aleyhisselâmın şöyle dediği yazılıdır: (Eğer, Babamın işlerini yapmıyorsam bana îmân etmeyin. Fekat yapdığım hâlde siz bana îmân etmezseniz bile, işlere îmân edin ki, Babanın bende ve benim Babada olduğumu bilip anlıyasınız!) İşte bu mu’cizeler, o kadar büyük bir te’sîr yapıyordu ki, meşhûr yehûdî din adamı Nicodemus, Îsâ aleyhisselâma hiç inanmazken, onu bir gece ziyâret etdiği zemân gösterdiği mu’cizelerin büyük câzibesine kapılmış ve Ona (Artık inanıyorum ki, sen Allah tarafından gönderilmişsin.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.