Eflâtun felsefesi, her şeyi üçe böler. Meselâ edeb üç his kuvvetine dayanır: Ahlâk, akl ve tabî’at. Tabî’at da, nebât, hayvan ve insan olarak üçe ayrılır. Eflâtun, esâsda dünyâyı yaratan kudretin tek olduğunu düşünmekle berâber, onun iki yardımcısı dahâ olabileceğini ileri sürmüşdür. Bu da, (teslîs = Üçlü tanrı) fikrinin doğmasına sebeb olmuşdur. Bu nazariyyeyi kabûl eden birçok târîhci vardır. Hâlbuki, bugünkü Tevrât ve İncîllerde bile, birçok yerlerinde, aşağıda göreceğiniz gibi, (Allah benim! Allah tekdir. Benden başka Allah yokdur) sözleri bulunmakdadır. Bugünkü Kitâb-ı mukaddesler bile, zorla içine sokuşdurulan üç tanrı akîdesini, i’tikâdını red etmekdedir. Bu üç tanrı fikrinin terceme hatâsı olduğu da iddi’â edilmekdedir. Bilhâssa son günlerde, üçlü tanrıya artık hiç bir kimsenin inanmadığını gören hıristiyan kilisesi, (baba) ve (oğul) kelimelerinin büsbütün başka ma’nâlara geldiğini öne sürmekde ve Tek Allah inancı üzerinde durmakdadır. Aşağıda bu terceme mes’elesini tekrâr ele alacağız.

Bugünkü Tevrât ve İncîllerin, Allah kelâmı olmadığı anlaşıldığı ve birçok hıristiyanlar da bunu bildirdikleri hâlde, hâlâ ba’zı müte’assıb hıristiyanlar, (İncîlin her sözü Allah kelâmıdır) diye iddi’â etmekdedirler. Bu gibi müte’assıblar için ancak şu sözleri söyleyebiliriz: Bekara sûresinin, onsekizinci âyet-i kerîmesinde meâlen, (Onlar [hakkı dinlemekden ve kabûlden] sağırdırlar, [îmânı ve hakkı söylemiyen] dilsizdirler,[doğru, hak yolu görmiyen] kördürler. Bu hâllerinden rücû’ edip, doğru yola dönmezler) buyurulmuşdur. Matta İncîlinin onüçüncü bâbının, onüçüncü âyetinde, (Gördükleri hâlde görmezler, işitdikleri hâlde işitmezler ve anlamazlar) demekdedir.

Şimdi İncîli tekrâr tedkîk edelim:

Her şeyden evvel, bütün hıristiyanların elinde bulunan İncîllerin tek bir İncîl olmadığını söyleyelim. Bir katolik ile İncîl hakkında konuşmak isterseniz, size (Hangi İncîl?) diye sorar. Çünki, katoliklerin, protestanların ve ortodoksların muhtelif İncîlleri vardır. Siz (Nasıl oluyor da, Allah kelâmı olan İncîlin birçok cinsleri var?) diye sorarsanız, onlar biraz tereddüd etdikden sonra, (Efendim, esâsda İncîl birdir. Fekat tefsîrlerinde farklar olabilir) diye soru ile alâkası olmıyan garîb bir cevâb verirler. Eğer târîhi tedkîk edersek görürüz ki, ilk Romen Katolik İncîli, Jeromeun latin İncîli, Vulgatanın tercemesi ile 990 [m. 1582] senesinde Reimsde meydâna çıkmış, 1609 senesinde Douayde tekrar basılmışdır. Bugün de İngilizce olarak RCV (Roman Catholic Version = Romen Katolik İfâdesi) ismi altında mevcûddur. Fekat bugün İngilizlerin elinde bulunan İncîl, bu eski İncîlin çok değişmiş bir şeklidir.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.