Bunlardan ancak pek az doğru kısmı günümüze kadar devâm edebilmişdir. Bu büyük, seçilmiş insanların hayâtlarına dürlü dürlü efsâneler karışdırılmış, yapdıkları işler bize büsbütün başka ve esrârla dolu bir şeklde intikâl etmişdir. İşte bunların yanında yalnız İslâm dîni, intişâr etdiği günden bugüne kadar aynı saflığı, aynı temizliği muhâfaza etmiş, içine hiç bir hurâfe ve efsâne katılmadan, günümüze kadar devâm etmişdir. Kur’ân-ı kerîm, Muhammed aleyhisselâm zemânında ne ise, bugün de odur. Bir kelimesi bile değişmemişdir. Muhammed aleyhisselâmın mübârek sözleri, kendi ağzından çıkdığı şeklde, hiçbir tehavvüle uğramadan günümüze vâsıl olmuşdur.

Allahü teâlâ, lüzûm gördükçe, insanlara Peygamberler “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” göndermişdir. Bunlar birbirini temâmlar. Diğer Peygamberlerin “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” öğretdiği husûsların değişdirilmiş ve başka şekllere sokulmuş olduğu göz önünde tutulursa, en temiz, en saf ve en doğru kalan İslâm dînini kabûl etmekden dahâ mantıkî ne olabilir? Esâsen, kendime sâde, fâideli ve içinde mantığa uymıyan hurâfeler katılmamış bir hak din arıyordum. İslâm dîni, böyle bir ilâhî dindir. İslâm dîni, Allahü teâlâya ve komşularıma ve sâir insanlara karşı olan vazîfelerimi bir bir göstermekdedir. Bütün dinlerden maksad bu olduğu hâlde, onlarda bu husûs için anlaşılmaz felsefî akîdeler konulmuşdur. Hâlbuki, islâm dîninde bu husûsda herkesin anlıyabileceği, sâde, mantıkî, inandırıcı, fâideli kâ’ideler vardır. Ben, dünyâda ve âhiretde, huzûr ve selâmete kavuşmak için, neler yapmak îcâb etdiği hakkındaki bilgileri, ancak İslâm dîninde buldum. Onun için müslimân olmakla şereflendim.

28
DAVİS
(İngiliz)

1931 senesinde doğdum ve 6 yaşında ilk mektebe gitmeğe başladım. Yedi sene sonra, ilk mektebi temâmlıyarak, orta kısma devâm etdim. Âilem beni katolik terbiyesi ile yetişdirdi. Sonradan, Anglikan kilisesine bağlandım. En sonunda, Anglo-katolik oldum. Bütün bu tehavvüller esnâsında, hep aynı şeyle karşılaşıyordum. Hıristiyanlık, insanın normal günlük hayâtından temâmen ayrılmış, yalnız Pazar günleri giyilen ve onun için sandıkda saklanan bir elbiseye benzemişdi. İnsanlar, hıristiyanlık dîninde aradıklarını bulamıyorlardı. Hıristiyan dîni, insanları kiliseye dürlü renkli ışıklar, resmler, günnük kokuları, zevkli müzik ve Azîzler için yapılan dürlü parlak merâsim ve düâlarla bağlamağa çalışıyor.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.