Bunun için, benim gibi, tabî’î ilmlerle hayât boyu uğraşmış bir kimsenin, bu uğraşmalardan elde etdiği ilmî sonuçlara tam uyan islâm dînini, bunlara hiç uymıyan diğer dinlere tercîh etmesinden dahâ tabî’î ne olabilir?

İkinci bir sebeb olarak, şunu da ilâve edeyim ki, diğer dinler, yalnız ma’neviyyâta hitâb eden birtakım garîb, abes fikrlerle doludur. Bunların hakîkî hayât ile hiç bir ilgisi yokdur. Hâlbuki islâm dîni, insanın hayâtda ne yapması îcâb etdiğini de öğreten, amelî bir dindir. İslâm dîninin emrleri, insana yalnız âhiretde değil, aynı zemânda dünyâda da doğru yolu gösterir, fekat hiç bir zemân onun hürriyyetini sınırlamaz.

Senelerden beri müslimân olarak dînimi incelemeğe devâm ediyorum. Her def’asında onun en mükemmel olduğunu görerek, rûh râhatlığına kavuşuyorum. İslâmiyyet, şahsiyyet ile cem’iyyet hayâtı arasında, ne güzel bir yoldur! İslâmiyyet, bu iki ayrı hayâtı tanzîm etmekdedir. İslâmiyyet, temâmiyle âdil ve ancak insanların iyiliğini isteyen bir dindir. Dünyâda, ne gibi ictimâ’î bir cereyan olursa olsun, bunun bütün iyi tarafları islâm dîninde vardır.

3
Bayan ÂMİNE MOSLER

Niçin müslimân oldum?

Oğlumun, bana sorduğu birçok suâllere cevâb veremiyordum. O bana: (Anne, Allah niçin üç dâne?) diye soruyor, kendim de üç tanrıya inanmadığım için, ona inandırıcı bir cevâb veremiyordum. Nihâyet 1346 [m. 1928] senesinde yaşı artık oldukça ilerlemiş olan oğlum, birgün gözleri yaşlı olarak bana geldi, (Anne, ben müslimânlığı tedkîk etdim. Onlar bir tek ma’bûda [yaratıcıya] inanıyorlar. Onların dîni, en doğru din. Ben de müslimân olmağa karâr verdim. Sen de bana katıl!) diye yalvarmağa başladı. Onun ricâsı üzerine, ben de islâm dînini incelemeğe başladım. Berlin câmi’ine gitdim. Câmi’in imâmı beni çok iyi kabûl etdi ve bana müslimânlığın esâslarını anlatdı. O anlatdıkca, sözlerinin ne kadar doğru, ne kadar mantıkî olduğunu görüyordum. Artık ben de, oğlum gibi islâm dîninin en doğru bir din olduğuna inanmağa başlamışdım. Herşeyden evvel, dahâ genç yaşda iken bile, bir dürlü anlayamadığım, aklımın bir dürlü kabûl etmediği üçlü tanrıyı müslimânlık red ediyordu. Müslimânlığı iyice inceledikden sonra, günâh çıkarmanın, Papayı günâh işlemez ma’sûm bir varlık olarak tanımanın, vaftiz ya’nî günâh izâlesinin ve buna benzer birçok merâsimin ne kadar ma’nâsız olduğunu anladım ve bütün bunları red ederek seve seve müslimân oldum.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.