(Orel Roberts Üniversitesinin mu’allim ve talebeleri ile İsrâîli gezmeğe gitmişdik. Yanımızda bulunan ve bu üniversiteyi kurmuş olan katolik din adamlarının ileri gelenlerinden Oral Roberts, kendisini ziyâret etdiğimiz İsrâîlin eski başvekillerinden Ben Guriona, bir (Kitâb-ı mukaddes) hediyye etdi. Kitâb-ı mukaddesin başında (Ahdi atîk) ya’nî Tevrât kısmı bulunuyordu. Roberts, Ben Gurion’dan bu kutsâl kitâbdan en sevdiği bir parçayı okumasını ricâ etdi. Ben Gurion bu ricâyı bir tebessümle karşıladı. Evinin önündeki küçük bağçede, bir ağacın altına oturduk. Hepimiz susmuşduk. Dikkat ile kendisini dinliyorduk. Ben Gurion, kitâb-ı mukaddesi açdı ve birkaç sahîfe çevirdikden sonra şu parçayı okudu: (Allah, insanı kendisine en çok benzeyen bir şeklde ve erkek ve kadın olarak yaratdı). [Tekvîn, bâb 1, âyet 27] Ben, (Allah Allah, bula bula bu cümleyi mi buldu?) diye düşündüm. Onun Tevrâtın çok dahâ yüksek ma’nâlı kısmlarından, meselâ (Tekvîn = Yaratılış) veyâ (Evâmir-i Aşere = On emr) gibi bahslerden bir parça okuyacağını zan etdiğim için yüzümü ekşitdim. Bu sahneyi almakda olan televizyon fotoğrafcısına bir işâret verdim. Bu işâret, (nâfile zahmet etme, bu sözleri televizyonla dünyâya yaymağa değmez!) ma’nâsına geliyordu.

Fekat biraz sonra Ben Gurion, niçin bu cümleyi seçdiğini âdetâ vecde gelerek, şöylece îzâh etdi: (Dahâ biz Amerikalı, Rusyalı, İsrâîlli veyâ Mısrlı olmadan evvel, dahâ biz hıristiyan, müslimân mecûsî, yehûdî v.s. olmadan evvel, ya’nî bugün insanları birbirinden ayıran memleket, devlet, din, inanç ve benzeri farklar meydâna gelmeden evvel, hepimiz yalnız Allahü teâlâ tarafından yaratılan bir erkek ve kadındık. Bu, bütün büyük dinlerin bize öğretmek istediği en büyük hakîkatdır. Niçin bunu anlamıyor ve birbirimize düşman oluyoruz? Hepimiz elele verelim ve Allahü teâlâdan bu hakîkati anlamamıza yardım etmesi için düâ edelim.)

Hepimizin başı öne düşdü. Din adamı Roberts hepimiz nâmına (Âmîn) dedi. Ben Gurion, hakîkaten en güzel cümleyi bulmuşdu.

İsrâîlden dönerken aklımda hep bu cümle vardı. Biz bütün insanlar birbirimizin aynıyız. Allahü teâlânın kullarıyız. Ona giden yol tekdir. Bu yol, İbrâhîm, Mûsâ, Îsâ ve en sonunda Muhammed aleyhimüsselâmın bildirdikleri îmân yoludur. Bu yoldan gidenler selâmete erişecekdir. İnsanlar, Peygamberlerin yolundan ayrılmakla en büyük hatâyı işlemişlerdir. Bu yüzden yollarını şaşırmışlar, ahlâkları bozulmuş, hattâ Allahü teâlâyı unutmuşlardır. Dünyânın sulha ve selâmete kavuşması için, insanların hatâlarını anlaması ve doğru yola dönmeleri îcâb eder.)

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.