Bundan maksad, fenâya ve bekâya kavuşmakdır. Allahü teâlâya hakîkî kul olmakdır. Nefsin serkeşliği, isyân ve zevkleri yok olmasıdır. Yoksa, kalb gözü açılarak, nûrları, rûhları, melekleri, cinleri görmek, onlara kavuşmak, [gaybları sorup öğrenmek] değildir. His uzvlarımız ile, akl ile, hesâb ile ve tecribe ile anlaşılan fen bilgilerini bırakıp da, kalb gözü ile gaybları anlamaya çalışmak, akla uygun değildir. Fen bilgileri ile anlaşılanlar da, kalb gözü ile anlaşılanlar da, Allahü teâlânın mahlûklarıdır. Hepsi yok idi. Hepsini sonradan yaratdı. Allahü teâlâ, dünyâda görülemez. Âhiretde görülecekdir. Dünyâda (Îkan) hâsıl olur. Ya’nî, görmüş gibi inanılır.
Hulâsa, tesavvuf, tarîkat, dünyâda islâmiyyete tam ve seve seve uymak içindir. Allahü teâlâya kavuşmak, Onu görmek, Ona yaklaşmak demek değildir. Bunlar, âhirete mahsûsdur. O hâlde, islâmiyyete uymaya çalışmalı, emr-i ma’rûfu ve nehy-i münkeri [ya’nî islâmiyyeti yaymağı] elden kaçırmamalı, islâmiyyetin unutulmuş emrlerini meydâna çıkarmağa çok ehemmiyyet vermelidir. Kalbde hâsıl olan keşfleri, hâlleri kimseye söylememelidir. Bu hâllere ve rü’yâlara i’timâd edilmez. Bir kimse, rü’yâda, kendini pâdişâh veyâ velîlerin reîsi olmuş görse, ne fâidesi olur? Bu mertebelere, uyanık iken kavuşmak kıymetlidir. Böylesi de, neye yarar? İnsanı kabr ve Cehennem azâbından kurtarır mı? Aklı olan, böyle şeylere ehemmiyyet vermez. Allahü teâlânın râzı olduğu şeyleri yapmağa çalışır. Hubb-i fillah ve bugd-ı fillah ni’metine sarılır. [Evvelâ, Ehl-i sünnet i’tikâdını ve islâmiyyet bilgilerini öğrenmek ve bunlara uygun îmân etmek ve islâmiyyete yapışmak lâzımdır.]
BİRİNCİ CİLD, 178. ci MEKTÛB
Hakîkî müslimân olan babalarımızın, dedelerimizin, büyüklerimizin yolundan ayrılmamanız için düâ ederim. Doğru yol, kurtuluş yolu, onların gitdikleri ve kitâblarında bildirdikleri yoldur. Ey kardeşim! Âhır zemândayız. Din bilgileri azaldı. İslâmiyyete uymak gevşedi. Sünnetler terk edildi. Bid’atler yayıldı. [İngilizlerin ve misyoner papazların uydurma kitâbları ile ve bol para ve silâhlar ile kurulan mason kâfir teşkilâtları ve müslimân ismindeki, râfızî ve vehhâbî bid’at fırkaları, dünyânın her yerinde, Ehl-i sünnet ismindeki hakîkî müslimânlara saldırıyorlar.] Küfrün ve bid’atlerin yayıldığı bu karanlık zemânda, hakîkî müslimân evlâdlarının, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitâblarından, dinlerini öğrenmeleri ve bu kitâbları her tarafa yaymaları, birinci vazîfedir. Unutulan din bilgilerini ihyâ etmek en kıymetli işdir. İslâmiyyet bilgilerini öğrenmek ve neşr etmek için, gece gündüz çalışınız! Siyâsete karışmayınız. Devâmlı düâ ederek, Allahü teâlâdan yardım isteyiniz! [Biz kuluz. Kulluk vazîfemizi yapmamız lâzımdır.